Bodrum yılın her ayı güneşli olsa da yaz güneşinin yeri ayrı. O yüzden kış günlerinde yapmayı sevdiğim şeylerden biri de bahar ve yaz videolarına bakmak. Geçen Mayıs sonunda 4 günlük bir Marmaris turu yapmıştık. Açtım videolara baktım, ne iyi etmişiz de gitmişiz. Sayısız güzel an kaydetmişiz. Bu görüntülerden bir video hazırladım. İzlemek isterseniz doğruca yazının sonuna gidebilirsiniz. Gezi hakkında bilgi edinmek isterseniz okumaya devam edebilirsiniz.
Konaklama için araç üstü çadırımızı kullandık. Hatta bu sefer bir deneme yapıp, kanomuzu da araç üstü çadırın üstüne bağlayıp yola çıktık. Gemici düğümü ile sıkı sıkı bağladık, yolda herhangi bir sorun yaşamadık veya araca ağırlık yapmadı.
İlk durağımız Muğla Ula Göleti oldu. Buranın daha önce defalarca yanından geçtik, tabelasını gördük ama girecek vaktimiz hiç olmamıştı. Kahvaltı yapmak ve mola vermek için durduk. Sezonda eminim oldukça kalabalık oluyordur ancak biz sezonun henüz başlamadığı bir zamanda gittiğimiz için kimsecikler yoktu. Göletin etrafında bir kaç restoran vardı ama çoğu kapalıydı. Etrafta piknik masaları, çeşmeler, gölgelikler, tuvaletler var ve tertemizdi. Kahvaltımızı kendimiz hazırlayıp yedik. Ortam o kadar sakin ve güzeldi ki molamız epey uzun sürdü.
Kahvaltıdan sonra yola devam ettik. Akyaka’ya daha önce defalarca geldiğimiz için bu sefer pas geçtik. Marmaris’te sırayla Hisarönü, Kızkumu ve Delikyol koylarını gezdik ama denize girmedik. Epey rüzgar vardı.
Günü Selimiye’de bitirdik. Selimiye’nin içinden geçip yolu bitirdiğiniz yerde Sığliman Koyu var. Yine sanıyorum sezonun henüz tam olarak başlamamış olmasından ötürü kimsecikler yoktu. Gün boyu yediğimiz rüzgardan sonra Sığliman bize sığınacak bir liman oldu. 🙂 Ve geceyi de burada geçirmeye karar verdik.
Araç üstü çadırla kalacak bir yer bulmamız gerekiyor ama önce biraz sahilin tadını çıkarıp, akşam kanosu yapacağız.
Hisarönü’nden buraya kadar gece araç üstü çadır ile konaklayacak yer baktık ama ne kamp alanı ne de kamp yapmaya uygun olabilecek bir köşe bulduk. Selimiye’de Sıgliman plajının 50 metre gerisinde bir karavan park alanı bulduk. Çok büyük bir yer değil ama bize geceyi geçirecek kadar konfor ve güvenlik sağladığı için mutluyuz.
Sabah mis gibi bir denize uyandık. Aslında planımız kahvaltıdan sonra toplanıp başka bir koya devam etmekti ama bu denizi bırakamadık. Buranın denizi kocaman bir havuz gibi. Adından da anlayabileceğiniz gibi su epey sığ. Ayrıca kumluk. Bu sebeple çocuklar için çok uygun.
Denizden sonra Losta Tatlıcısına uğrayıp yola devam ettik. Bu gezi için herhangi bir araştırma veya plan yapmadık. Kabaca koyların adını biliyoruz o kadar. Selimiye’den Söğüt’e doğru devam ettik. Bu yoldan ilk defa geçtik, Selimiye’yi yukarıdan görmek ne güzelmiş.
Söğüt ve Bozburun civarlarını dolaştık gün boyunca. Kıvrımlı yollar, masmavi koylar, yemyeşil dağlar.
Söğüt ve Bozburun civarında kamp yapabileceğimiz uygun bir yer göremedik, hava da çok rüzgarlı idi. O yüzden Çiftlik Koyu’na devam ettik. Bu koyun yolu epey virajlı. Ama kesinlikle gittiğimize değdi.
Çiftlik Koyunu çok sevdik. Dağlarla çevrili tatlı bir koy. Denizi güzel, plajı kum. Bir kaç restoran var. Civarda bir kaç otel de varmış. Sahilde karavanla kalan bir çift vardı, biz de koyun en ucunda bir köşeye çadırımızı açıp, yerleştik.
Ara ara tatlı tatlı yağmur yağdı, hava bir açtı bir kapadı. Buradan sonra hiç yer değiştirmedik. İkinci gün bayramdı. Güzel bir bayram kahvaltısı yaptık. Kanoyla gezdik. Ali’yle kumlarla oynadık, etrafı dolaştık. Öğlen uykusu uyuduk. Bir şeyler yedik. Çaylar kahveler…
İlk akşam koya teknelerle kalabalık bir Rus grup geldi ve sahildeki restoranlardan birinde yemekli eğlenceli bir parti yaptılar. Biz de müziklerinden nasiplendik. Ali çok eğlendi. 🙂 Sonraki günlerde sanki koca koy sadece bizim gibiydi. Aradığımız o sakin tatlı bahar günlerini yaşadık.
Çiftlik’ten Marmaris’e dönerken Bayır Köyünde mola verdik. Meydanda asırlık bir çınar ağacı ve çay bahçesi var. Yazın sıcak havalarda koy koy gezecekseniz burayı dinlenme yeri olarak kaydedebilirsiniz.
Dönüş yolunda Marmaris merkezde Burunucu Macera Parkı’na gittik. Çocuklar için keyifli bir yer, daha önce de gitmiştik. Fakat bu sefer biraz kalabalık olduğu için az kaldık. Günlerdir bir koyda kendi halimizde vakit geçirdikten sonra burası bize fazla geldi. 🙂
Dönüşte önce Marmaris Aşıklar Yolu’nda ve son olarak başladığımız yerde Ula Göleti’nde mola verdik.
Tatlı, koşturmasız, sakin bir Marmaris gezisi oldu. 3 gece 4 gün araç üstü çadırda kaldık. Eve sıfır bulaşık ile dönüyoruz. Tüm eşyalar yerli yerinde. Biz bu kamp işini iyice kavradık artık. Otel tatilinden bu kadar derli toplu dönemediğimiz olurdu.
Bu yazıyı bütün yaz kamp yapmaya devam etmiş ve hatta 41 günlük uzun bir Ege & Karadeniz turunu çadırla tamamladıktan sonra yazıyorum. Marmaris turu ve Bodrum’da yaptığımız kamplardan sonra, Karadeniz’den önce aracın bagajına yaptığımız mutfak işleri daha da kolaylaştırdı.
Her yolculukta bir sürü şey öğreniyoruz. Bu sefer de plansız yola çıkmanın, yolda karar vermenin, her yeri göreceğiniz telaşına düşmeden sakin vakit geçirmenin hediyelerini topladık.
Bu yazıyı Ocak ayında yazıyorum ve bir yandan da kafamda yaz için planlar yapıyorum. Bu yaz Muğla’nın hakkını iyice verir miyiz? 🙂
Bu güzel gezinin videosunu izlemek isterseniz işte burada;