Gezi & Kamp, Güzel Yaşam, Tüm Yazılar

“Tepinmeden” Yaşamak – Kanoda Günbatımı

Decathlon’un Itiwit-3 modeli bir kanomuz var. Bir zaman önce kanoyla ilgili araştırma yaparken bir Instagram postuna denk gelmiştik. Paylaşımın sahibi Ayberk Onat, aşağıdaki fotoğrafları kendisinin izliyle ben de sizinle paylaşıyorum. Aynı kano ve hatta aynı minik kamp masasından bizde de olunca bir süre önce onlardan ilham alarak, biz de kanomuzda bir günbatımı yemeği hayal etmiştik ve dün gerçekleştirdik. 🙂

Akşamüstü Bitez sahile gittik. Arabayı denize en yakın noktaya kadar çekip, kanoyu indirdik. Lada’nın bagajına yaptığımız araç mutfağında güzel ve şık bir sofra hazırlayıp kanoya taşıyacaktık. Hatta belki bir Youtube videosu da çekeriz diye düşünerek ekipmanları da getirmiştik. Fakat günübirlik denizcilerin günü bitirme saatine denk geldiğimiz için arabayı park ettiğimiz yer çok kalabalıktı. Harala gürele bir hal. Bir yandan da günbatımını kaçırmak istemiyoruz. Çekim işini o anda iptal ettik. Yemek için hazırlamayı düşündüğümüz bazı şeyleri de iptal ettik. Bazen “vazgeçmek özgürlüktür” diyerek zorunlu olmayan her şeyi bıraktık. Evden getirdiğimiz bir küçük çanta ve marketten aldıklarımız vardı. Hepsini kanoya attık ve açıldık.

Masayı kurmadan önce biraz gezindik ve kanonun sallantısına alışmaya çalıştık. Kano, kürek çekmediğinde bir süre sonra kendi kendine suyun ve varsa rüzgarın etkisiyle kafasına göre bir taraflara gidiyor. Baktık kıyıdan iyice uzaklaşmaya başladık, teknelere sokulmuşuz, geri döndük. Çapamız da olmadığı için kendimizi dubalara bağladık. Böylece hem kıyıdan biraz uzakta, hem de güvenli bir yerde durabildik. Ara sıra yakınımızdan tekne geçerken kafamıza gözümüze ışıkları doladık ki görülebilelim. 🙂

Yanımızda ne varsa sakin sakin masaya yerleştirdik, müziğimizi açtık, günü batırdık. Sadece bir kaç saatlik bir etkinlikti. Çok ama çok eğlendik. O kadar çok güldük ki, en son ne zaman bu kadar gülmüştük diye düşündük. Bu kadar az efor harcayarak, bu kadar eğlenmiş olmamız harikaydı. Dönüş yolunda bunları konuştuk. Ve bazı tespitlerimiz oldu.

Normalde kampa gittiğimizde, bir doğa veya bir şehir gezisi yaptığımızda kendimize çok iş çıkartıyoruz. Yıllar önce Çanakkale’de arazi bakarken tanıştığımız Murat abi bizim İstanbul’dan taşınma konusundaki aceleciliğimizi görmüş ve bize “önümüz kış, bence siz şimdi çok “depinmeyin”, az biraz bekleyin” demişti. O bir “ayma” anıydı bizim için. Hem daha sonra üzerine sıkça konuştuğumuz bir konu oldu, hem de bu “tepinme” kelimesi bize hediye kaldı. Evet dönem dönem bazı şeyleri tepinerek yapıyorduk. Durup kendimize hatırlatıyorduk, “çok da tepinmeyelim, keyfini sürelim” falan diye.

Bizim kamplar, geziler, projelerde de ister istemez bir tepinme hali oluyor 😄 Kampta mesela, dur masaları düzenleyelim, ben bir bulaşıkları halledeyim, sen çayı koy, üşüdüm bir hırka bulayım, şu da lazım olur, bunu da alalım, her şeyimiz düzenli olsun derken işlerle ve eşyalarla uğraşmaktan oturup da anı yaşama, keyif alma hanesinden azaltıyoruz.

Dün kanoda bırak kalkıp kalkıp bir şeyler yapmayı olduğumuz yerde kımıldayamadık bile, çok sallanıyor diye. Yedek eşya, lazım olur listesi… Sıfır! Kanoya koyabileceğimiz şey belli zaten.

Tepinecek bir şey kalmayınca güneşi uğurladık, ayı ve sahilin ışıklarını izledik, müzik dinledik, şarkı söyledik, birbirimizle dalga geçtik, güldük, ne varsa onu yedik, kimse masadan kalkamadı 🙂 Üç beş tane fotoğraf-video çektik ama onu bile kısıtlı yapabildik. Gerçekten birbirimizle ve anda olanlarla ilgilenebildik. Ve bu o kadar iyi geldi ki.

Bu kadar zahmetsiz olması ve bu kadar keyif vermesi! Dünden beri bunu düşünüyorum.
Dikkati şimdiye, buraya, ana ve o anda olanlara vermenin karşılığında aldığın ödül.
Yaşam sevinci. Doyum. Tamlık. “Her şey yolunda hissi”
Eşyalar, hazırlıklar, efor sarfetme ve diğer her şey harika, onlarsız olmaz elbette. Ama denge şart.
Olay “depinmeye” doğru evriliyorsa, bir an durmak ve “çok da tepinmeyelim” diyebilmek belki de.

Dün tatlı bir etkinlik için yola çıkmıştık ama heybeme güzel anıların yanında, bir de “hayat dersi” girivermiş. Hem kendim için not etmek, hem de sizinle de paylaşmak istedim.

Sevgiyle kalın. Tepinmeyin 🙂
Seval
Eylül 2022, Bodrum

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir