Ayşe Gül ile internet üzerinden tanıştık. Kendisi Uzman Psikolojik Danışman ve Oyun Terapisti. Çizimlerimi beğenmiş, yeni açacağı blogunda ve sosyal medya hesaplarından kullanmak üzere bir görsel hazırlamamı istedi.
Bazen anlamlandıramadığımız şeyleri “tesadüf” diyerek 3 heceyle geçiştiriyoruz ama ya bundan daha derin bağlar varsa? Ayşe Gül mailinde çocuk terapisi isminde bir sayfasının olduğunu söylemiş; ben de bu aralar oyun terapisi çerçevesinde bazı çizimler yapıyordum. 6 aylık bir bebeği varmış ve sayfasında kadınlık ve annelikle ilgili şeyler paylaştığını söylemiş. Tam da benim hamile olduğum, Anneliğe Geçişte Destek Buluşmaları’na katıldığım ve bolca annelik ve kadınlık üzerine düşünüp okuduğum bir dönemimde! Bir de mailinin sonuna “eski TOG’cuyum demiş” Ben de uzun yıllar hem gönüllü hem de profesyonel olarak Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda (TOG) çalışmıştım. İşte böylece ilk mailini okuduğumda yüzümde bir gülümseme oldu.
Instagram postlarında biraz gezince, şu sıralar hayatımda ne varsa, ucundan kenarından hep ortak şeyler buldum bir çoğunda.
Sonradan yaptığımız görüşmelerde öğrendim ki, benim doulam Gökşen’in doulalık eğitimi aldığı akademiden Ayşe Gül de hamileliği sırasında hamilelik ve doğum eğitimleri almış. TOG’daki ortak noktamız ne acaba derken farkettik ki, yıllar evvel benim koordinatörlüğünü yürüttüğüm bir girişimcilik projesinde yer alanlardan biri, Ayşe Gül’ün eşiymiş.
Bu kadar ortak nokta, bu kadar uyum… Üstelik cıvıl cıvıl bir enerjisi var. Bir kere daha dünya tatlısı biri benden çizim istiyor. Bugüne kadar şükürler olsun hiç aksini yaşamadım.
Ayşe Gül önce nasıl bir şey istediğini anlattı. Ben de ona sorular sorarak kafasındaki görselin netleşmesini sağladım. Benim de önerilerimle, birlikte çizimde yer alacak objelere ve genel kompozisyona karar verdik. Ve ardından ikimizin de içine çok sinen bu tatlı kız çıktı ortaya.
Çocuk terapisiyle ilgili bilgi almak ve Ayşe Gül’ün çalışmalarını yakından takip etmek için blogunu ziyaret edebilirsiniz.
https://cocukterapisi.wordpress.com/
