Güzel Yaşam, Tüm Yazılar

Sedena Sabunlarım

Erhan Bey ile geçen senenin sonunda internet üzerinden tanıştık. Daha doğrusu oğlu Emre, benim doğal bakım ürünleri yazımı okuyunca, tanıştırdı. Çünkü Erhan Bey, harika sabunlar üretiyor.

2012 yılında eşinin ellerindeki egzamalara çare bulmak ümidiyle sabun işine girmiş, çok tatlı değil mi? Önce evde çalışmaya başlamış. Sonra bir arkadaşının atölyesinde 3 yıl kadar ar-ge yapmış. Daha sonra da Kuzey Ege’de Karaağaç’a yerleşmişler.

Fabrikalarının tanıtım videosunu izlediğimde çok etkilenmiştim. Üretim şekli olarak Türkiye’de bir ilk olduklarını söylüyorlar. “Fabrikamızın çevresel atığı yok, hatta bacası da yok. Madem ki doğal sabun üretiyoruz, o zaman üretim metodumuz da doğal olmalı” diyor.

Ben geçen seneden beri kaç çeşit sabunlarını kullandım saymadım. Sevdiğim bir kaç marka vardı sabunda. Sedena da bu listeye, ilk denemeden sonra hemencecik girdi. Sabunlarından en sevdiklerim şunlar oldu:

Duş Jeli Niyetine Taş Sabun:

Favorim taş sabunu. Her biri elle şekillendiriliyormuş, bu yüzden aynından iki tane yok.

Kokusunu tarif etmem mümkün değil! Epey de çeşidi var. Paçuli, Ud Ağacı, Sandal, Nergis… Bir de Hamam kokulu var ki, ha-ri-ka! Kutusunu ilk defa açtığımda götürüp banyoya koyamamıştım. Oda kokusu gibi masamın üstünde durdu epey bir süre. 

Başlığa bakınca “taş sabun sadece vücut içindir” gibi düşünmeyin. Saç, el, yüz temizliği için de tavsiye ediliyor. Ben duş jeli kullanmayı bırakalı 2 yılı geçti. Sadece sabun kullanıyorum. Özellikle bu bahsettiğim taş sabun benim için tam banyoda kullanmalık oldu. Bir de hani sabunların köşeleri olur ya, ilk kullanmaya başlayınca batar, sabun büyükse elinden düşer falan, sinir olursun. Belki de taş sabunu bu kadar sevmemin sebebi sadece kokusu değil, şekli de olabilir. Çünkü avucuna sığıyor ve köşeleri yuvarlak yuvarlak, çok minnoş. 

Yüz Temizliği için Bal ve Papatya:

Yüz temizliği için jel, köpük, peeling vb. hiç bir kozmetik ürünü kullanmıyorum uzun bir süredir. Kullandığım bir kaç çeşit sabun vardı. Sedena da bunlardan biri oldu; Aralık 2016’dan beri kullanıyorum.

İki tanesini tamamen bitirdim. Biri bal özlü, diğeri papatya. Bana ikisi de çok iyi geldi. 

Misafire kalıp sabun veremem! 

Başlık biraz garip oldu ama olan bu. Hani kendimiz uzun zamandır el temizliği için kalıp sabun kullanıyoruz ama misafir için çok uygun olmuyor sanki, dimi? Her gelen kullanırsa hijyen sıkıntısı olabilir endişesiyle…

Ama yine de “Sıvı sabunlara güvenmiyorum, doğal olsun ama kalıp sabun olmasın” diyorsanız buyurun; Sedena, 5 sene çalışıp Doğal Sıvı Zeytinyağı Sabunu yapmış. Biz bu sabunu da evde seve seve kullandık.

Zeytinyağı Sabunu Tüpte:

Bu da şahane fikirlerinden biri; tüpte zeytinyağı sabunu! Zeyinyağı sabununu krem formatına getirmişler. Ve şu tüpe yerleştirmişler.

Benim ellerimde de egzama var. Hangi cilt doktoruna gitsem “Şampuan ve sıvı sabun kullanmayacaksın” dedi. Evde ne kadar dikkat edersem edeyim, dışarı çıkınca  kalıp sabunu yanımda taşıyamadığım için sıvı sabun kullanmaya mecbur kalıyordum. O yüzden bu ürünü de çok ama çok sevdim.

Kullanımı da çok eğlenceli. Elleriniz kuruyken minicik bir miktar avucunuza sıkın. Krem sürer gibi ellerinizi ovalayın. Sonra elinize biraz su aldığınızda hemencecik köpürmeye başlıyor. Kremsi bir his veriyor. Durulanması da çok kolay. Sıvı sabunun bıraktığı o yağlı his olmuyor, gıcır gıcır temizlik! 

Yulaf, Ardıç Katranı ve Kil:

Yulaf sabunu yanlış hatırlamıyorsam Erhan Bey’in özellikle egzama için önerdiği sabundu. Benim de ilk kullandıklarımdan…

Diğer ikisini ise, yani Ardıç Katranı ve Kil Sabununu henüz açmadım. “Kıyamadıklarım” arasına saklanmış ve bugünü beklemişler. Ben bu yazıyı yazarken de masamda durmuş beni izliyorlar. Bu yazıya girmelerinin sebebi ise ardıçın kokusu, kilin ise dokusu!

Katran kokusu kimine ağır gelebilir. Epey keskin bir kokusu var çünkü. Ama ben bu kokuya bayılıyorum.

Bizim evde çam katranı var uzun süredir. Sabun falan değil, bildiğin katran. Böyle simsiyah, kıvamlı bir sıvı. Hem Ahmet ahşap işlerinde kullanıyor, hem de tedavi amaçlı kullandığımız oluyor. Merak ederseniz aşağıdaki “Kendi Kendine Şifa” yazımı okuyabilirsiniz. Neyse… demem o ki, kokuları aynı. O yüzden ardıç katranı sabununu da çok sevecekmişim gibi geliyor.

Kille olayım ise şöyle; zamanında Melisim, Saros’dan doğal kil getirmişti bana. Hala kullanıyorum. Toz haline getirmiştim ezerek. Kullanacağım zaman bir miktar alıp ıslatarak yüzüme maske yapıyorum. Kilin, kuruduktan sonra renk değiştirmesini ve yıkandıktan sonra bıraktığı yumuşaklık hissini çok seviyorum. O yüzden Kil Sabununu da seveceğimi düşünüyorum.

Bunlar sadece benim deneyip, yazdıklarım. Sedena’nın daha bir çok sabunu mevcut. Sizin de keşfedeceğiniz, seveceğiniz başka çeşitleri eminim olacaktır. 

Ambalajları çok güzel.

Sedena’nın paketleri çok güzel. İşte bu yüzden hediye de götürülebilir.

Geçtiğimiz yaz yerlerinde ziyaret etmek ve yüz yüze de tanışmak istemiştim, henüz kısmet olmadı ama o da hala aklımda. Yolumuz düşerse mutlaka kapılarını çalacağım. Sedena’yı ve sabunlarını Erhan Bey’den dinlemek isterseniz videosunu izleyebilirsiniz.

Emre’ye de beni bulup, Sedena’yla buluşturduğu için teşekkürler 

Sevgiler
Seval
Ekim 2017

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir